Daniel Arsham, Amerika’nın bir eyaleti olan Cleveland Ohio’da 1980 yılında doğmuş. Şuan New York’ta yaşıyor. Mimarlık eğitimi almış fakat fakülteye giderken bunu eğitim adına değil de özellikle “sanat” adına yapmış. Bu bir nefret değil; mimariye olan ilgisi yadsınamaz derecede fazla. Eserlerine göz gezdirdiğimizde aldığı mimari eğitimin ve mimariye özel ilgisinin süregeldiğini görmekteyiz. Arsham, şehirleşmenin verdiği rahatsızlığı yaşayan ender sanatçı-mimarlardan. Sanatçı-mimar olarak nitelendirmemin sebebini yazının devamını okursanız mutlaka anlayacaksınız.
Bozuk bir düzene oturtulma planına dahiliz. Bilinçsizce estetik değerlerimizi kaybediyoruz, ne kadar dirensekte. Her gün bir yenisi daha yükselen gökdelenler, olağanüstü(!) toplu konutlar şehrin yok oluşunu temsil ediyorlar. Daniel Arsham da bu mimari safsataları bir kenara bırakıp bir yapının temel gereksinimlerini göz önüne alarak bir çözümleme peşine düşüyor. Visionaire dergisinin bir bölümünde yaptığı minyatür bir merdivenden bahsediyor: “Bu merdiven kullanılamaz. Sadece yeni doğmuş bir bebek bu merdivenin en üst noktasına çıkabilir. Merdivenlerin mimarinin birçok noktasına dokunur. Yaptığım bu merdiven de aynı; sade ve bir yapıdaki ile aynı nitelikte.” Brancusi‘nin Endless Column eserine benzetilen bu minyatür merdiven sayesinde Arsham, mimari görüşünü istediği bir bağlamda gösterebiliyor diye düşünüyorum. İşte sanat; bir sona varmasına gerek dahi yok.
Biraz da sanatçının kişisel sitesinden bahsedelim. Soldaki menüden işlerine tıkladığımızda Two Dimensions, Three Dimensions, Four Dimensions ve Snarkitecture alt menüleri ile karşılaşıyoruz. Merdivenden sonra burada benim asıl ilgimi çeken şey ise Two Dimensions’ın içeriği. Two Dimensions başlığı altındaki bazı işler bana daha önce yazdığım Matteo Pugliese‘nin Kurtuluşun Heykellerini hatırlattı. Bu kategoriden beğendiğim birkaç işini sizinle paylaşıyorum. Beğenmeniz dileğiyle.
Sanatçının websitesi: http://www.danielarsham.com
