En ilkel zamanlarda ortaya çıkan ve gün geçtikçe insanların zorunlu bir ihtiyacı haline gelen aydınlatma sistemleri, genel anlamda ateşin bulunmasıyla beraber hız kazandı. Daha öncesinde herhangi bir yapı kullanılıyor muydu bilmiyorum ama ateş faktörünün en büyük rolü oynadığı apaçık ortada. Eskilerin, bize göre alaturka olan yaşantısında ateş ve bunun yanında bir petrol ürünü olan gaz lambasından yararlanılarak üretilmiş farklı boyutlarda gaz lambaları vardı. Bunlar her ne kadar akşam vakitlerinde aydınlatma ihtiyacını karşılasa da gelişen yaşam tarzlarıyla batıya yönelim olması aydınlatma sektörünü farklı bir çizgiye yükseltti. Osmanlı Devleti’nde genel halk kitlesinde gaz lambası kullanılırken; alafranga yaşantıyı benimseyen saraylılar, elektrik ile aydınlanma evresine geçmişlerdi. Şuanda ‘vintage’ adıyla kabul görmüş eski kıyafetleri, şapkaları ve giyime dair hemen her şeyi edinme modası farkında olmadan gaz lambasının bize samimi gelmesini sağlayan unsurlardan biri. Her ne kadar günümüzün aydınlatma sistemleri elektrikle çalışsa da bulunduğu mekana kattığı hava, bir gaz lambasından daha soğuk nitelikte. Peki bir tasarım unsuru olarak aydınlatma şuan var olan bir şey mi?
Aydınlatma sektörünün özellikle Almanya‘da büyük bir kitlesini elinde tutan Waldmann, yaratıcı tasarımlara sağladığı destek ile biliniyor. Büyük mekanların dikkat çekici hale getirilmesinde önemli bir unsur olan aydınlatmanın, tasarımdan aldığı bu güç insan ruhuna işler nitelikte. Elde edilmesi zor renkleri özel teknolojisiyle tasarımcıya sunan Waldmann‘ın alternatif aydınlatma çözümleri de görülmesi gereken tipte.
Daha fazla bilgi için http://www.waldmann.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.